Türkiye’nin en köklü ve sanayileşmesinde öncü bir sektör olan tekstil ve konfeksiyon sanayi, bu tecrübesini teknoloji ile harmanlamak için AR-GE yatırımlarına ağırlık verdi. Ar-Ge merkezleri ve startup'ların gelişimi ile yenilikçi bir dönüşüm sürecine giren sektör, küresel pazardaki rekabet gücünü artırmanın yollarını arıyor.
Devamı…
Sektörde verimliliği artıran inovatif çözümler, Türk tekstil sektörünü gelecek pazarda küresel pazarda öne çıkaracağını gösteriyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Nisan 2024 verilerine göre, ülke genelinde bulunan 1.307 AR-GE merkezinin sektörel dağılımdan tekstil sektörünün 78 ile ilk beş sektör arasında olduğu görülüyor. Yatırımlarını bu alana kaydıran tekstil ve hazır giyim firmalarının yanı sıra bu alanda proje geliştiren start-up sayısı da oldukça yüksek. Son yıllarda girişim ekosistemindeki gelişim, sektörün sürdürülebilirliği açısından umut veriyor. İTHİB de düzenlediği Futuretex İstanbul Yarışması ile girişimcileri bu alanda teşvik ediyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BULUŞ: PİRİNA BAZLI DERİ
Futuretex İstanbul Yarışması’nın FutureTech bölümünde birincilik ödülünün sahibi olan Öteki Deri: Pirina Bazlı Deri Projesi, sürdürülebilirlik ve döngüsellik üzerine yoğunlaşan bir ürün. Pirina, zeytinin sıkıldıktan sonra yağ bakımından zenginliğini yitirmeyen, gübre veya hayvan yemi olarak kullanılan küspesine verilen isim. Mimar Melis Baloğlu ile Moda Tasarımcısı ve Akademisyen Elif Tekcan tarafından geliştirilen proje kapsamında döngüsel tasarım yöntemleri kullanılarak pirina bazlı bir biyomalzeme ile çeşitli yüzey tasarımları ve konsept ürünler üretildi. Bu ürünler, yüzde yüz doğal malzemeden oluştu. Çok parçalı üretilen konsept tasarımların eskiyen parçaları, kolaylıkla değiştirilebiliyor. Eskiyen parçalar aynı zamanda kompost yapımına ve gübreye uygun hâle geliyor. Bu sayede tasarım nesnesinin ömrü uzarken dönüşümü de sağlanıyor. Ege yöresine ait bir atık malzeme olan pirina sayesinde de tasarım nesnelerinin sürdürülebilirliği artıyor. Melis Baloğlu ve Elif Tekcan, Öteki Deri ürünün hem sosyal hem kültürel hem de tasarım alanında sürdürülebilirlik kavramını tartışan ve döngüsellik üzerine yoğunlaşan bir proje olduğunu belirterek, “Bir yörenin atığına sahip çıkan, dolayısı ile yöre kültürünü önemseyen bir proje. Tekstil ise endüstri olmasından da kaynaklı bambaşka büyük ölçekte üretim ve tüketim döngüsünün içinde varlığını sürdürmekte. Dolayısı ile arada büyük bir ölçek farkı var. Daha yerel, daha yavaş, sosyal ve kültürel anlamda sürdürülebilir projeler ile mevcut sistemde çatlaklar açarak değişimin mümkün olduğunu düşünüyor ve bu iddiayı destekleyen projelerde yer almaya çalışıyoruz. Malzemelerin ürüne dönüşmesi, uzun AR-GE süreçlerinin ardından mümkün olabilecek. Çalışmamız henüz AR-GE aşamasında ve yarışma sayesinde edindiğimiz sektörel bağlantıların da bilgisi ve desteği dâhilinde ilerliyor” diye konuştu.
SPORCULARI SICAK TUTACAK AKILLI DRYSUIT
Futuretex’te üçüncülük ödülü kazanan Akıllı Drysuit projesinin geliştiricisi Bilge Koyuncu da sporcuların üşüme sorununa çözüm üretecek bir proje geliştirdi. Windsurf yaparken sporcularının ihtiyaçlarını analiz ederek proje fikrinin oluştuğunu söyleyen Koyuncu, “projenin gelişimini şöyle anlatıyor: “Wetsuit ve drysuit için nelere ihtiyaç var, sporcular neler talep ediyorlar ve neler gerçekten önemli konusunu hem profesyonel gözden hem de hobi olarak ilgilenen insanlardan gözlemleme fırsatım oldu. Aslında problem gözümün önündeyken ve müşteri ihtiyaçları belliyken ben sadece mühendislik uygulaması ile kullanıcı deneyimlerine yönelik ihtiyaç analizi yaparak proje ürettim. Proje ilk aşamada tekstil ve elektronik birleşimi içeriyordu. Üretim aşaması sırasında sınırlayıcı uygulamaları ölçümleme fırsatı buldu. Şu anda prototip olarak gelişimini birkaç farklı opsiyonla tamamladı. Start-up ürününe dönüşüp minimum adetlerde seri üretim kısmı için melek yatırımcılarla görüşme aşamasında. Beni süreç boyunca destekleyen Amazon’daki yöneticilerimden ve global liderlerimden üretim destekleri konusunda talepler aldık. Teknoloji geliştirme bölgesinde kurulmuş olan DeepTechEngineering ARGE şirketimizin altında bir marka olarak konumlamasını yaptık. Tekstil tabanlı ısıtıcı sistemlerinin uygulama olarak en zor versiyonunu başarı ile tamamlamış olduğumuz için ısıtma ihtiyacı olan her alanda kullanabiliriz. Şu anda aktif olarak yürüyen patent başvuru sürecimiz ve akademik yayın süreçlerimiz olduğu için ilerleyen zamanlarda farklı kullanım alanlarına yönelik ürünler geliştirmeyi umuyorum.”
SINIRLARI ZORLAYAN, FÜTÜRİSTİK BİR TASARIM
Tekstil mühendisi Semih Özkür ve Akademisyer Janset Öztemür tarafından geliştirilen Biotexcover Projesi ise doğadan ilham alarak değişen ortam şartlarına göre ışık, renk ve doku değişimine olanak tanıyor. Asıl olarak mürekkepbalığından ilham alarak yola çıktıklarını söyleyen Semih Özkür, yapısal renk değişimi gerçekleştirebilen bukalemun ve Morpho Kelebeğinin de esin kaynakları arasında olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı: “Bu canlıların vücutlarında renk dalgalarını yansıtan, soğuran ya da kırınıma uğratan mikro kristaller mevcut. Bu canlılar, renk değiştirmek istediklerinde bu kristalleri uygun bir şekilde konumlandırarak ortamdaki ışığı işliyorlar. Mürekkepbalıkları en gelişmiş olanı ve bu işlemleri saliseler içinde kontrollü şekilde gerçekleştirebilecek gelişmiş bir beyin ve sinir ağına sahip. Bu noktada en basit ve kaba hâliyle tasarımımızdaki tekstil yüzeyinin, bu canlıların vücutlarından, kontrol mekanizması için kullandığımız yapay zekâ ve elektronik tekstil unsurlarının ise canlıların beyin ve sinir sisteminden ilham aldığını söyleyebiliriz. Bu projeyi bir AR-GE çalışması olarak görüyoruz. Öncelikli kişisel hedefimiz, projenin bu alanda know-how üretmeye katkı sunması. Ama spesifik olarak tasarlanan ürün üzerinden gidersek bu tasarımın bir akıllı yüzey kaplama malzemesi olduğunu ve geniş bir kullanım alanına hitap ettiği söyleyebiliriz. Tasarımımızın pek çok farklı alanda kullanılabilecek olması, savunma sanayii gibi endüstriyel alanların yanı sıra kullanıcı deneyimi odaklı alanlarda da kendine yer bulabilecek olmasının pazardaki tutunabilirliğini artıracağını düşünüyoruz.”
Tuvis ile firmaları kumaş israfından kurtaracak
Tekstil sektöründe kumaş üretimi alanındaki sorunlara çözüm bulmak amacıyla hayata geçen yerli start-up Tuvis de tekstil sektörünü dijitalleştirecek bir proje geliştirdi. Tuvis’in kurucusu Eyüp Görkem Bayram, Tuvis’in kumaş hatalarını makine öğrenmesi ile tespit etme serüvenini şöyle anlattı: “Bugün dahi dünya genelinde üretilen kumaşlar insan gözüyle kontrol ediliyor ve hataların tamamını kontrol etmek imkânsız. Tuvis, dokuma kumaş üretiminde kumaş hatalarının yapay zekâ ve bilgisayarlı görü teknolojileri ile tespit edilmesini sağlayan bir derin teknoloji girişimi. Yapılan araştırmalara göre şu an sektör genelinde kumaş hatalarının yüzde 40’ından fazlası tespit edilemiyor. Bunun yanı sıra son kullanıcıya ulaşmadan önceki kayıpların yüzde 80’i, kumaşın ilk üretildiği zaman gerçekleşiyor. Son aşamada fark edilen bir kumaş hatası, üretilen kumaşın çöpe atılmasına sebep oluyor. Tuvis de bu hataların erken aşamada tespiti ve raporlanması konusunda firmalara çözüm sağlıyor. Kumaş hatalarını insandan daha yakalayabilen bir yapay zekâ geliştirerek tekstil sektöründeki verimsizliği azaltmayı hedefliyoruz. Hedefimiz, tekstil sektörünü baştan sona dijitalleştirerek dünyayı en çok kirleten üçüncü endüstrideki atıkları sıfıra indirmek. Bunun yanında Milano’daki ITMA 2023 Fuarı’nda duyurduğumuz Smartex LOOP isimli bir ürünümüz de kumaşa yapıştırılan ve yok edilemez etiketlerle kumaş topu düzeyinde izlenebilirlik sağlıyor. Smartex çatısı altında Türkiye ve yakın coğrafyalardaki pazarlardaki hizmetlerimizi güçlendirmek üzere Türkiye’de mühendis ağırlıklı ekibimizi genişletiyoruz. Şu an 15’ten fazla ülkede hizmet veriyoruz. Büyümeyi Asya pazarında sürdürerek dünya genelinde tekstil sektörünün dijitalleşmesine öncülük etmeyi hedefliyoruz.”